Evde uygulanabilen hamilelik testleri 1970’lerin ortalarında ilk kez kullanıma sunulmuştu. Hamilelik testlerinin ortaya çıktığı ilk dönemler kadınların hamilelik durumlarını belirlemek için kan veya idrar testlerine başvurmasının yaygın olduğu bir dönemdi. Zamanla, çeşitli markalar ve modellerde hamilelik testleri ortaya çıktı ve günümüzde ise gebelik testleri birçok farklı seçeneğe sahip. Ancak, geçmişte, özellikle Antik ve Orta Çağ dönemlerinde, hamileliği belirlemek için oldukça ilginç testler uygulanıyordu. İşte tarihte kullanılan hamilelik testlerinin hikayesi!
Soğan testi:
Kadınlar soğanı yerleştirdikleri günün ertesinde nefeslerini kokluyor ve soğan kokusu alırlarsa hamile olmadıklarını anlıyorlardı.
Chadwick işareti:
İlgi çekici olarak adlandırılabilecek bu belirtinin ilk ortaya çıkması ise 1863 tarihinde Fransız bir doktor sayesinde gerçekleşir.
Buğday ve arpa testi:
Bu tuhaf görünen testin en çarpıcı yanı ise, 1963’te bir laboratuvarda tekrar denenmesi ve hamile kadınların idrarının %70’inde tohumların filizlendiğinin görülmesiydi.
Kurbağa testi:
Bu yöntem hamile kadın idrarının canlı bir kurbağaya enjekte edilmesi üzerinden gelişiyordu.
Gözlerde meydana gelen değişimler:
Bu iddialar ne kadar gerçekçi olmasa da, Guillemeau’nun bir noktada haklı olduğu kabul edilebilir çünkü hamilelik sürecinde gözlerdeki değişimler kadınların görme yeteneğini etkileyebilir.
Anahtar testi:
Yazar, hamilelik durumunu belirlemek için bir kadından idrarını bir leğene yapmasını ve ardından içine bir mandal veya anahtar bırakmasını önerir.
Beyin tümörleri, çocuklarda lösemiden sonra en yaygın görülen 2’inci kanser türünü oluşturuyor. Çocuklarda iyi ve kötü huylu beyin tümörlerinin neden oluştuğuna yönelik kesin bir veri ise henüz mevcut değil.
Beyin damarlarında oluşan anevrizma kanaması nedeniyle özel bir hastanede tedavisi devam eden sanatçı Settar Tanrıöğen’in sağlık durumuyla ilgili açıklama yapıldı. Sanatçının son durumuyla ilgili bilgi veren hastane başhekimi Dr. Engin Çakmakçı …
Hayatımızdaki yeri her geçen gün çoğalan telefonlarımızdan ayrılmak istemeyip yatağımıza kadar getiriyoruz. Uykuya dalmamızda bile eşlik eden telefonlarımız aslında bilmediğimiz zararları da beraberinde getiriyor. Peki, telefonla yatmak zararlı mı?